Geleneksel el dokuması halı ve kilimler, geçmişten günümüze kültürel mirasımızın en değerli parçalarından biri olmuştur. Bu eşsiz dokuların üzerine işlediğim horoz figürü, hem doğanın özgürlüğünü hem de Anadolu’nun bereketini simgeliyor.

Horoz, sabahın ilk ışıklarını müjdeleyen, uyanışı ve yeniliği temsil eden güçlü bir figürdür. Dokuma yüzeyinin doğal renkleriyle birleşen fırça darbelerim, geçmiş ile bugünü buluşturarak geleneksel ve çağdaş sanatı bir araya getiriyor. Her ilmeğinde bir hikâye taşıyan bu eser, Anadolu’nun ruhunu modern bir bakış açısıyla sanatseverlerle buluşturuyor.

Bu çalışmam, hem nostaljik bir dokunuş hem de sanatsal bir ifade biçimi olarak, geleneksel ve çağdaş sanatın iç içe geçtiği bir köprü niteliğinde. Sanatla yoğrulmuş her detayda, zamansız bir hikâye anlatmayı amaçlıyorum.